-Çift mendille dinlenilecek bir albüm yaptım.(Sabah Gazetesi)

‘Yeniden’ adlı bir albüm çıkaran Rojin: Çift mendille dinlenilecek bir çalışma oldu. Albüm için bana dokunan, tarihe tanıklık ettiğim olayları kaleme aldım.

‘Yeniden’ isimli albümü ile müzikseverlerin karşısına çıkan Rojin sorularımızı yanıtladı…Toplumsal konulara çok duyarlı olduğunu söyleyen Kürt sanatçı Rojin, siyasete girmeyi düşünmediğini belirtti…

SANAT BİR ÖMÜRLÜKTÜR

Bugüne kadar albümleriniz hep ses getirdi… Yeni albümünüzü anlatır mısınız?
Ben toplumsal olaylara ya da durumlara uzak kalamıyorum. Halk aslında toplumsal duyarlılığı olan sanatçıları sevmiyor ama ben doğru bildiğim şeyden şaşmıyorum. İnsanlar sanatçıyı tepede, varlıklı, ulaşılmazsa seviyor. Ancak benim kemik bir dinleyicim var, gücümü onlardan alıyorum. Ben toplumsal konuları işleyen bir albüm yaptım. Albümde; Bitlis’te kocası tarafından öldürülen bir kadın için yazdığım ‘Mirim’ adlı bir şarkı var. Meral kocasından ayrılıyor, bir kuaför dükkanı kuruyor ama sonra dokuz yerinden bıçaklanarak öldürülüyor. Ortadoğu’da olan Kobani vahşetini işledim. Bana dokunan, tarihe tanıklık ettiğim şeyleri yazmak istedim. 400 yıllık İran kürtlerine ait bir türkü var albümde. Çift mendille dinlenilecek bir albüm oldu. Sekiz eserin sözü-müziği bana ait. Diğer türkülerin hepsi anonim. Son klibimizi Kemal Başbuğ yönetmenliğinde ‘Deli Eylül’ isimli şarkıya çektik.

Topluma bu kadar duyarlı bir sanatçı olarak neden siyasete girmiyorsunuz?
Böyle konuşmalar oldu ama ben bunun kapısını direkt kapattım. Kanun yapmak, orada bulunmak çok değerli bir şey, orası bir güç mekanizması ama ben şu an düşünmüyorum, o kaosun içine girmek istemiyorum. Belki ileride olabilir. Şarkılar çok daha masum bir yerde duruyor. Bir sanatçı ile bir milletvekilinin yollarında birbirine benzer yanlar var. Ancak siyaset günlüktür, sanat ömürlük…

Bundan 10 yıl öncesine kadar Kürtçe şarkı söylemeyi bırakın, Kürtçe konuşmak bile yasaktı. Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hakikatten Nevruz’da lastiği yakar, kaçar, uzaktan seyrederdik. O lastiği kimin yaktığı tespit edilir ve tutuklanırdı. Kürtçe şarkı söylediğimiz için mahkeme kapılarında gezdik, sahneden indirildik. O günlerden bir cumhurbaşkanının, başbakanının Nevruz kutladığı günlere geldik. Bir dilin masum olduğu, bomba olmadığı anlaşıldı. Bunlar önemli şeyler ama bazı şeyler yetmiyor. Bu ülkenin önemli bir demokrasi sorunu var, inşallah çözülecek. Kürt halkının sorunları da çözülecek.

ÇOK SEÇİCİ DAVRANIYORUM

Magazinde çok fazla yer almıyorsunuz; kendi tercihiniz mi?
Yakalayamıyorlar! (Gülüyor) Yaptığım işle ekranda olmak istediğimden kaynaklanıyor bu. Onun dışında bana çok da anlamlı gelmiyor. Beş-altı yıldır çok seçici davranıyorum; üretimsiz, boş halde televizyona çıkmak istemiyorum.

Peki, hobileriniz nelerdir?
Sporu çok seviyorum. Özellikle pilates yapmayı, tenis oynamayı ve yüzmeyi çok severim. Günde iki saat spor yaparım.

Güzellik kürleriniz var mı?
Kremlerin hiçbir hayrını görmedim. Şimdi en ucuz kremi kullanıyorum ve cildimde hiçbir problem yok.
Hayatımın filmini çekmek istiyorum

Yeni projeleriniz var mı?
Müzik firması kurdum. Kendi firmamdan bir Kürtçe rap projesi çıkaracağım. Ben aslında oyuncu kökenliyim. Bir gün yaşadıklarımın filmini yapmak istiyorum. İnsanların hem çok güleceği, hem de çok ağlayacağı bir film hayalim var. Benim asıl işim oyunculuk; Devlet Tiyatrosu’ndaydım ben.

TRT Müzik’te bir programınız vardı, ne oldu?
Yeni gelen müdürümüz bizi davet etti, görüştük tekrar programa başlayalım diye. Aslında bizi çok güzel ağırladı fakat koşullarda anlaşamadık.