– İlkokulda 2 Mustafa Tanıdım

Sanatçı Rojin, gerçekleştirdiği birçok sosyal sorumluluk projesı gibi şimdi de Ezidi kızların rehabilite edilmesi amacıyla, “Yeni Yaşam” adı altında Duhok’taki bir kampta proje uygulamasına başladığını ve kadın derneklerinin kendilerine destek vermediğini söyledi.

5 yaşında ilkokula başladığında “iki Mustafa tanıdığını” söyleyen Rojin, “Biri Mele Mustafa Barzani diğeri ise, Mustafa Kemal Atatürk. Birinin fotoğrafı yerin 7 kat altına saklanırken, diğerininki ise en tepeye asılırdı” dedi.

Rojin, Gülistan Perwer’le Kürdistan’ın 4 parçasından 30 – 40 Kürt sanatçının bir araya geleceği bir müzik projesi gerçekleştireceklerini de dile getirdi.

Sanatçı Rojin Rûdaw’ ın sorularını yanıtladı…

Bize son çalışmalarınızdan söz edebilir misiniz?

“R.B.İ Müzik” diye yeni bir müzik firması kurduk. Güvendiğimiz genç yeteneklere bu firma aracılığıyla destek olmaya çalışacağız. Avrupa Müzik’le de ortak bir albüm çalışmamız oldu. 2015’te “Ji Nûve” albümünü piyasaya sürdük. Son çıkardığım albüm biraz da hayatımın ve yaşadığımız çoğrafyanın özeti gibi aslında. Bütün duygularımı bu albüme taşıdım diyebilirim. Halk olarak da çok acı bir dönemden geçiyoruz. Ve bu albüm özlü – sözlü bir şiir gibi…

Başka projeleriniz var mı?

Belki bunun için çok erken ama böyle çifte kavrulmuş şiddet altında kalmış biri olarak hayatımı yazmak istiyorum. Şairin dediği gibi “acıyı bal eyleyerek” çok şey yaşadım çünkü… Bunları kaleme almak istiyorum. Gülerken ağlatan bir otobiyografi.

Ayrıca, Gülistan Perwer’le birlikte, Kürdistan’ın 4 parçasından isimler ve sayı henüz belirlenmemesiyle birlikte, 30 – 40 Kürt sanatçının biraraya geleceği bir müzik çalışmamız olacak. Çünkü Kürdistan’ın etrafındaki ateş çemberi var ve bize “birlik olun” diyorlar.

Bildiğimiz kadarıyla Ezidi kızlarla ilgili projeniz var. Bu konuda bize bilgi verir misiniz?

“Yeni Yaşam Projesi” adı altında Duhok’taki bir kampta projemizi uygulamaya başladık. Öncelikli amacımız meslek edinmelerini sağlamak. Ancak sosyolojik yapıları bu konuda bizi çok zorluyor. Buna rağmen yolumuza devam ediyoruz. Kampta kızlarımıza küçük bir yer açıp işletmelerine yardımcı olduk.

B çoğrafyaya müthiş bir güvensizlik duyan bazı kızlarımız yurtdışına gittiler. Bize düşen ise onların güvenini kazanmaktır. Müzik terapisi ve drama hocalarımızla onlara iyi gelecek, her türlü yöntemi uygulayarak onların hayata daha sıkı sarılmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Kampta kalan diğer arkadaşlarla birlikte, Duhok Üniversitesi’yle birlikte bir konser hazırlığımız var. Konserden elde edilecek geliride kamptaki arkadaşlara dağıtılacak. Bunların yanısıra çoçuklarla ilgili projemizde olacak. Kısacası “Yeni Yaşam Projesi” bütün hızıyla devam edecek.

Projenize destekte bulunanlar oldu mu?

Evet. Türkiye’den bir giyim firması destek verdi. Şunu da sormadan edemiyorum; kızlarımızın yaşadığı zulmü işkenceyi ve seks kölesi olarak kullanılmaları dünyanın başka bir yerinde yaşansaydı dünya yine aynı suskunluğu gösterecek miydi?

Ayrıca, dünya kadın örgütleri de bu konuda hiçbir duyarlılık göstermedi. Türkiye’de de bu konuyla ilgili birçok kadın derneğine başvurduk. Sadece “Uçan Süpürge” kabul etti, ancak onlar da dönüş yapmadı.

Kürdistan Bölgesi size ne hissettiriyor? 

İlkokuldayken iki Mustafa tanıdım. Biri Mele Mustafa Barzani, biri Mustafa Kemal Atatürk. Birinin fotoğrafı yerin 7 kat altına saklanırdı (yasak olduğu için). Birinin en tepeye asılırdı. Nüfus cüzdamında yaşım büyük yazıldığı için, Türkçe bilmeden 5 yaşındayken okula başladım. 5 yaşındaki bir çocuğun sürekli evde baskın ve dayak görüntülerine tanıklık etmesi… Mele Musatafa’nın at binerken çekilmiş fotoğrafından dolayı ailesine eziyet edilmesi, 5 yaşındaki bir çocuğun kafasında ne yaratabilir? Bu çocuğun psikolojini düşünebiliyor musunuz?

Kürdistan’da pasaportumu peşmergeye uzattığımda bana,“Bi xêr be Rojin” (Hoşgeldin Rojin) dediğindeki duygumu anlatamam. Kürdistan’a geldiğimde kendimi iliklerime kadar daha iyi hissediyorum. Kalbimin içinde açılmayan 40 tane kapının açıldığını hissediyorum yaramaz kucuk bır cocuk gıbı hava alanından seksek yaparak cıkmak ıstıyorum.

Ayrıca bu ülke aklı başında bir devlet adamı tarafından yönetiliyor. Kürt mirlerinin taşıdığı o ruhsal yapı, kirlenmemişlik…Farklı dinlerin bir arada barış içinde yaşadığı bir ülkede benim için

Kürdistan Bölgesi’ne yerleşmeyi düşünüyor musunuz?

Yeni yaşam projemiz için yurdışıyla ilişkilerde bulunduk. Ayrıca bitirmem gereken bir master tezim var. Yapmam gereken bazı şeyler var  Daha sonrasında ise mutlaka yerleşeceğim.

Bağımsız Kürdistan hakkındaki düşünceniz nedir?

Yıllardır bir çok Kürt’ün içinde mutlu olacağı, kendi ülkem diyebileceği “Bağımsız Kürdistan” özlemi var. Güneş balçıkla sıvanmaz! Dünya bunun farkında. Aşırı milliyetçi biri değilim ama, yaşadığımız coğrafyada çok kısıtlı imkanlarla medeniyet savaşı verdiğimiz çok açık! Kürtler’in devleti ve kendinilerini sevmeye ihtiyacı var. Sınırın olsun sonra, sınırlar kalksın. Dünyada her halkın bağımsız ülkesi varsa benim neden olmasın?

James Cameron’un Avatar filminde hep duadan ve tanrıdan medet umanlar var. Kürtler’i de Avatarlar’a benzetiyorum. Avatar kazanarak bu işi başaracaktır… Buna inanıyorum…

Özellikle Türk medyasında farklı nedenlerle gündeme getiriliyorsunuz…

Bunlar bilinçli yapılan haberler. Türk medyasının şu ana kadar “Keşke Kürt olmasaydım”, “Rojin çocuğuna kaçak dadı getirdi, polis bastı”, “Örgütü dinlemedim annemi dinledim”, “Serdar Turgut Rojin’e seks kölesi dedi ama övdü”, “İbrahim Şahin ‘aşüfte’ dedi, ama aşüfte güzel kadın demek” gibi hakaret içeren haberlerinde içinde bulunduğu sağlam yalanları var.

Çok sayıda sosyal sorumluluk projesi yapmama rağmen hiçbirini gündeme taşımazlar. Nerede itibarsızlaştırırız, nerede karalarız çabasındalar. Kürt medyası da buna karşı uyanık olmalı.

Ben Kürt olmaktan asla gocunmadım. Kürt olmamdan dolayı da çok şey yaşadım hiç rahatsız değilim. Doğru bildiğim işten asla geri adım atmam… Hepimizin hataları vardır. Halkımızın özellikle Türk medyasının ırkçı faşizan tavrını bilmeli ve öyle okumalılar. Türk medyasında tabii ki iyi arkadaşlarımız var. Ancak onlar da yeteri güce sahip değiller. Söz konusu haberlere tazminat açsaydım tazminatlarla yaşıyor olacaktım…

Buradan bir parantez açmak istiyorum; ne yazık ki ırkçılar ve faşistler, demokrat ve solculardan daha örgütlü oldukları için katıldığım TV ve radyo programlarını arayıp “Bu teröristi niye çıkardınız?” deniliyor.

Son dönemlerde Kürt illerinde yaşanan olaylar hakkında düşünceniz nedir?

Çok üzülüyorum. Sivillerin ölümü kahrediyor. Taybet Ana ilk zamanlar gözümün önünden gitmedi. Zaman içinde her şeyin aydınlığa çıkacağını, anlaşılacağını düşünüyorum. Bir dönem kan akmamasını başarabildik. Ancak tekrar aynı noktaya gelindiyse bunun içinde başka hesaplar vardır. Ne hendek, ne keskin nişancı bu işi çözümleyemez. Barış sürecine dönülmesi, tekrar müzakere masasına oturulması gerekiyor.

Günümüzde kadın-erkek ilişkilerine nasıl bakıyorsunuz?

Kadın erkek ilişkisi yok; erkeğin kendi egosuyla ilişkisi var. (Kadın hakkı yoktur. Hakkı erkek adıdır.)

Kaynak : Rudaw.net[:]